Van Kahvaltısı, Van'ın kültürü için çok önemlidir. Bu kahvaltı, içinde birçok çeşit gıda barındıran ve şehre gelen insanların dikkatini çeken bir kahvaltıdır. Peki Van Kahvaltısı neden meşhur? Van Kahvaltısında neler yer alıyor?
Van Kahvaltısı; içinde birçok çeşit gıda bulunan , Türkiye'nin ve hatta Dünya'nın dilinde adından söz ettiren bir kahvaltıdır. Peki bu kahvaltının sırrı nedir? Bu kahvaltı neden bu kadar meşhur? İşte bilmeniz gerekenler.…
VAN'IN TARİHİNE DAYANIYOR
Van, hem çok eski bir tarihi hem de bölgesel bir zenginliğiyle öne çıkan bir şehirdir. Bunun olmasının en büyük sebebi ünlü bir yol olan İpek Yolu üstünde yer alıyor. Bu zenginliği, tarih boyunca sürekli geçiş yollarının sunduğu avantajlardan alır. Van, dağlar arasında bir havza niteliğinde; çayır, mera ve çeşit çeşit otları ile meşhurdur. Birçok uzman, bunların olmasını da bol bol hayvancılık, özellikle de sütçülüğe bağlar. Van'ın bugünkü kahvaltısı , sütten yapılan çeşit çeşit ürün demek olduğu için sütçülükten geldiği belirtilir.
VAN KAHVALTISINDA NELER VAR?
Van, Urartular döneminden beri önemli bir şehirdir. Van'ın yemek kültüründe Selçuklu ve Osmanlı İmparatorlukları ile Urartu, Ermeni ve İran mutfaklarının da etkileri görülebiliyor. Örneğin Van denince akla ilk gelen şeylerden biri otlu peynirdir. Uzmanlar, Otlu peyniri bir Ermeni hekimin akıl edip; kışın taze meyve sebzeye, ota yeşilliğe ulaşılma şansı olmayan bu şehirde baharda artan sütlerden yapılan peynirlere şifa olsun, besleyiciliği artsın diye yeni baharda çıkan yeşil otları katıyor. Böylece otlu peynir meşhur olmaya başlıyor.
Gelenek halini alan diğer gıdalar ise ,tandık ekmeğiyle beraber yanına kaymak,tereyağı, otlu peynir gibi süt ürünleri başta olmak üzere bal, cacık, murtuğa, Van çöreği ve kavut yiyecekleridir.
Van’da iş arayanların dikkatine! 21 bin TL maaşla çalışma fırsatı Van’da iş arayanların dikkatine! 21 bin TL maaşla çalışma fırsatı
TOK TUTAN BESİN MADDESİ OLAN BUĞDAY, ÇEŞİTLİ ŞEKİLLERDE KULLANILIR
Murtuğa, tereyağında kavrulan una yumurta ve tuz eklenerek pişiriliyor ve tescilli tarife göre üstüne de bal dökülüyor. Aynı şekildeVan çöreği, mayalı bir hamura tereyağlı-cevizli harç gömülerek yapılan bir çörektir. Kavut ise temelde, tereyağıyla pişirilen buğdaya ceviz ve bal eklenerek yapılıyor. Ayrıca kavutun farklı versiyonlarını görmek mümkün. Bunun nedeni Van'ın ; yollarının kesişiminde yer alan: uzun savaşlar, tabur tabur askerlerin geçişine şahit olan bir şehir olmasıdır.
Van Cacığı ise bilinen cacıktan daha farklıdır. Çok yoğun, kaymak kıvamında olan bu cacığın yapımı ise şöyle: Yağı alınan ayran kanatılıp kestiriliyor ve içine taze yeşil biber, taze soğan, maydanoz, dereotu, salatalık vs. eklenir. Ayrıca içine çökelek ve tuz da katılır.
Çay ise kahvaltının en önemlisidir. Çayın tarihi pek olmadığı için 2. Dünya Savaşı'ndan sonra yaygınlaşmış bir içecektir. Van'da ise başlangıçta sabahları sıcak süt içilirken zamanla bunun yanına semaverlerle çay eklenmiş durumda.
SÜT EVLERİ
Van'ın soğuk ikliminde insanlar , sabah süt evlerinden sıcak süt alır ve içine ekmek doğrayıp kaşık yardımıyla tüketirlerdi.
Bazı kaynaklara göre İlk cadde üstü süt evi 1947 yılında Nusret Şahin ve kardeşi Şeref Şahin açmıştı. Cumhuriyet Caddesi'ne açtıkları süt evine insanlar gelir, yanlarında getirdikleri ekmeğe sütü, otlu peyniri katık eder, çay içerlerdi. Bir müddet sonra Şahin kardeşler, ekmeği de kendisi vermeye başladı. Balı, kaymağı, tereyağını da menüye eklenmesi halinde isteyen vatandaşların da satın alarak eve götürülmesine izin veriliyordu. Şeref Şahin'in anlattıklarına göre, o dönemlerde otlu peyniri Görentaş'tan Bal, Şemdinli'den, Tereyağı, süt, cacık kaymak da şimdiki adıyla Şamranaltı olarak bilinen bölgeden alırdı. Yağlı süt çöreği, evin kadınları yapıyorken murtuğa ve kavut ise evlerinde sürekli yenir durumda olduğu için Nusret Şahin'de bu fikri dükkanda da sunmayı düşündü ve böylece Van'da dışarda kahvaltı edilecek yer kültürü doğdu.
KAHVALTI SALONLARI
Süt evlerinin evrile evrile bugünkü "Kahvaltı salon"larına dönüştü. Bugün Van'da halen kahvaltı evi işleten, Nusret Şahin'in eski çıraklarından Yusuf Konak, çalışmak için gittiği İstanbul'da kahvaltıda; salam, sucuk, sosis, pastırma, yeşil zeytin ve değişik peynirler sunulduğunu görünce bu kahvaltı kültürüyle Van'ın süt evi kültürünü kendince birleştirdi ve 1975'te Van'da Konak Kahvaltı Salonu'nu açtı ve tüm bu kahvaltılıkları Van'a getirterek servisine ekledi. Bu yenilikleri denerken, kendisine eşi ve annesi "Bak hele bak Yusuf'a neler yapmış" dedikleri için kahvaltı salonunun adını "Bak Hele Bak Yusuf'a" olarak değiştirdi. Konak, bunlarla yetinmeden en kalabalık kahvaltı sofrası rekorunun ABD'de olduğunu öğrenince inat ederek Guiness'e girmeye çalıştı ve 1 Haziran 2014'te bu rekoru 51.793 kişiyle "En kalabalık kahvaltı sofrası" rekorunu kırdı.