Sosyolog Prof. Dr. Adem Palabıyık, İstiklal Caddesi’nde meydana gelen patlama sonrasında başlayan Pençe-Kılıç Harekatı için Yunanistan ve HDP’nin tutumuna dikkat çekerek, “Pençe-Kılıç Harekatı, ülke içinde Demirtaş ve HDP, ülke dışında ise İsveç ve Yunanistan için turnusol kağıdı olacaktır” dedi.
İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Sosyolog Adem Palabıyık, “İstiklal Caddesi’ndeki patlama sonrası başlayan ve başarıyla devam eden Pençe-Kılıç Harekatı, birçok terör hedefini yok etti. Elbette harekatın başarısının yanında topluma dair söyledikleri de önemliydi. Çünkü bu operasyon Türk devlet geleneğinin, ‘kanı yerde bırakmama’ sözünün de bir gereğiydi. Devletin her daim baki olarak hem iç hem de dış güvenliği kontrol altına alması ve kontrolde tutması bu tür operasyonların önemini daha da artırıyordu. Bu tür başarılı harekatlara ise elbette karşı olanlar ve devletinin değil tam tersine terörize edilmiş aktörlerin yanında saf tutanlar, hayatın her döneminde var olacaktı. Bugün, birkaç baro ve HDP’nin tavırları da işte bu sebeplerden oldukça büyük önem arz etmektedir. Meydana gelen olaylar ise tarihin birçok döneminde turnusol kağıdı görevi görmüştür. Ülkemizin özellikle Suriye harekatlarında da turnusol görevi görecek olan adımlar atması kaçınılmazdır.
Başarılı geçen harekatlar ülke için HDP’nin, ülke dışında ise Yunanistan’ın turnusol kağıtları olacaktır. İlginçtir ki, HDP siyaset yapacağı düşünülen bir siyasal organizasyon işlevini çoktan terk etmiştir. HDP, siyaset yerine ayrımcı ideolojinin uygulanması adına ortada olan bir işleve sahiptir. Bu sebepten HDP, bir siyasal parti değil aksine terör bileşeni gibi davranan yapı haline dönüşmüştür. HDP’nin bu tavrı elbette PKK’ya nispet edilen ama bir taraftan da PKK’nın güdümünden hala çıkmadığına dair en önemli işaretler arasındadır. Belli ki HDP bunu yaparak, kapatılmak için elinden geleni ardına bırakmayacaktır. Tabii bir de ülke dışında ülkemize meydan okuyan Yunanistan için ayrı bir anlam taşıyan Pençe-Kılıç Harekatı, bir anlamda da Yunanistan için turnusol kağıdı olacaktır. Çünkü Yunanistan, Cumhurbaşkanımızın ‘bir gece ansızın’ sözünü hafife almaktadır. Başarılı harekat, Yunanistan için de bir sınav olacaktır” dedi.
“HDP, siyaseti çoktan terk etti, çünkü oy kaybediyor”
HDP’nin siyaseti çoktan terk ettiğini ve oy kaybettiğini ifade eden Palabıyık, sözlerini şöyle tamamladı:
“Belli ki HDP siyaseti çoktan terk etti. Yoksa harekata dair böyle bir tavır sergilemezdi. Hala, PYD gibi bir terör örgütüne yapılan başarılı harekatları olumsuz bir kanaat ile ifade ediyor ve karşı çıkıyor. Oysaki AK Parti, HDP’ye siyaset sahnesine dönebilmesi için defalarca şans verdi ama HDP bir kısır döngü siyasetine düşmüş gibi davranarak bu fırsatların hepsini geri tepti. Bunun elbette tek bir sebebi var, çünkü HDP ciddi anlamda oy kaybediyor. Oy kaybının önüne geçmek için de HDP’nin gördüğü tek çıkar yol, şiddeti savunmak ve yeniden kaosu yaşatmaya çalışmaktır. Yoksa HDP, siyaset sahnesinden yok olup gidecektir. HDP’de siyaset üreten tek bir merci yoktur, bütün siyaset PKK gibi yıkımı inşa etmek üzerine kuruludur. Halbuki yıkımdan hiçbir yapı inşa edilmez. Fakat kaos HDP’ye yarayabilir. Bu da HDP’nin ne kadar acımasız ve bölge halkına karşı ne kadar merhametsiz olduğunun yegane ispatıdır. HDP, hiçbir zaman bölge halkını düşünmedi, bölge halkı için bir pazar açmaya çalışmadı, kazandığı belediyeleri PKK’nın tercihine ve hizmetine sundu ve küçük yaştaki çocukları okul yerine dağa gönderme gayreti içinde oldu. Böyle bir HDP’nin ne devlete ne de millete hiçbir faydası yoktur. Siyaseti terk edip şiddete ve kaosa yönelmesi HDP’yi HDP yapan tek gerçekliktir. HDP, hiçbir zaman bir siyasal parti olmadı.”
“Demirtaş ’savaşa hayır’ diyor ama Öcalan’ın heykelini dikmeyi planlıyor”
Pençe-Kılıç Harekatı’na karşı Selahattin Demirtaş’ın açıklamalarının da dikkat çekici olduğunu belirten Palabıyık, “Çünkü ‘savaşa hayır’ derken buna karşın hiçbir öneri sunmuyordu. Siyaset günlerinde ‘Apo’nun heykelini dikeceğiz’ diyen Demirtaş, şimdilerde savaşın barış getirmeyeceğini söyleme çalışıyor. Ne gariptir ki, PYD ve YPG’nin Suriye’nin kuzeyinde başlattığı savaşa dair tek bir kelime etmiyor. O topraklarda binlerce kişi hayatını kaybetti ve evini terk etti. PYD terör örgütü, Müslüman olan binlerce insanı göç etmeye zorladı. O bölgede ezanların susması için insanları tehdit etti. Komünist yapılanmayı hayata geçirmek için ellerinden geleni yaptılar. PYD ve YPG bunları yaparken, Demirtaş neden hiçbir açıklama yapmadı, bunu kendisine sormak lazım. Türkiye’nin, kendi sınırlarını güvence altına alması kadar doğal hiçbir siyasi tavır yoktur ve tüm devletler bunu düşünmeden yapar. Demirtaş’ın, siyasi bir aktör olduğu düşünülürse, Türkiye’nin teröre karşı verdiği mücadeleyi benimsemesi gerekmez mi? Tabii burada ayırt edici bir nokta var ki o da şudur. Demirtaş; PYD ve YPG’yi bir terör yapılanması olarak görecek mi görmeyecek mi? Bu soru İsveç için de sorulacaktır. Hem İsveç’in hem de Demirtaş’ın turnusol kağıdı bu olacaktır” şeklinde konuştu.