"İrade Sende Sandık Güvende" programının lansmanında konuşan AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 6’lı masanın henüz aday belirlememiş olmasını eleştiren Kabaktepe, "6 tane parti daha bir adayda anlaşamazken, dünyanın en büyük ekonomisi olmaya aday Türkiye’yi nasıl yönetecek?" dedi.
AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, "İrade Sende Sandık Güvende" sloganıyla başlatılan İstanbul genelinde kurulacak sandıklarda görev alacak AK Parti sandık görevlileriyle buluşma programı hakkında basın toplantısı gerçekleştirdi. AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıda konuşan Kabaktepe, birinci aşama olan "İstanbul’un Sözü: Birlik, İrade, Zafer" ile 1 milyon 628 bin seçmenin ziyaret edildiğini, "İrade Sende Sandık Güvende" ile de 4 buçuk milyon hanede, 2 milyon üye, 11 milyon seçmenle bir araya gelmeyi hedeflediklerini belirtti. Seçime kısa bir süre kalmasına rağmen 6’lı masanın henüz aday belirlememiş olmasını da eleştiren Kabaktepe, içerideki kavgayı bitiremedikleri için aday belirlemedikleri ortadayken birtakım algı balonlarıyla süreci geçiştirmeye çalıştıklarını ve vatandaşın onlara "6 tane parti daha bir adayda anlaşamazken, dünyanın en büyük ekonomisi olmaya aday, bölgesel güç Türkiye’yi nasıl yöneteceksiniz" diye soracağını söyledi. Milletin seçtiği iradenin üzerinde hiçbir vesayet kabul edilemeyeceğini de ifade eden Kabaktepe, bu bağlamda 6’lı masanın birlikte karar alma ve imza atma söylemini bir garabet, yeni bir vesayet sistemi olarak değerlendirdiklerini aktardı. AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, İsveç’te yaşanan olayla ilgili ise, olayı kınadıklarını söyleyerek, bu tip yaklaşımların NATO’ya üyelik sürecini olumsuz etkileyebileceği değerlendirmesinde bulundu.
"1 milyon 628 bin seçmen ziyaret edildi"
Seçim çalışmalarının aralıksız sürdürüldüğünü belirten AK Parti İstanbul İl Başkanı Kabaktepe, "Bu dönemdeki çalışmalarımızda odak noktamız İstanbul’daki 4 buçuk milyon hanemizi ziyaret etmek, İstanbul’daki 10 milyonu aşkın seçmenimizi ziyaret etmek, 2 milyonun üzerindeki üyemizi ziyaret etmekti. Bugün itibarıyla, başlattığımız bu çalışmalardan 1 milyon 628 bin seçmenimizi, hanemizi ziyaret etmiş olduk; 3 milyon 916 bin seçmenimizin ziyaretini de tamamlamış olduk. Yine bu çerçevede İstanbul’umuzdaki sandıklarımızı baz alarak sandık esaslı bir çalışmamızı temsilen toplu olarak yarın başlatacağız. Cumartesi günü 39 ilçemizde 180 adet temsili olarak İstanbul’umuzda oy kullanan bakanlarımızın, bakan yardımcılarımızın, MKYK üyelerimizin, milletvekillerimizin, belediye başkanlarımızın, ilçe başkanlarımız ve il yönetim kurulu üyelerimizin oy kullandıkları sandıklarda üyelerimizle ve seçmenlerimizle buluşmasını hedeflediğimiz ’İrade Sende Sandık Güvende’ konseptiyle çalışmamızı da temsili olarak bugün başlatmış oluyoruz. İnşallah bu çalışmamız neticesinde de İstanbul’umuzdaki tüm sandıklarımızdaki hemşehrilerimizle, vatandaşlarımızla, seçmenimizle ve üyemizle de bir araya gelmiş olacağız" şeklinde konuştu.
"4 buçuk milyon hanemizde, 11 milyon seçmenimizle bir araya geliyoruz"
"Siyasetin ve demokrasinin en temel argümanı, halkımızın ve milletimizin yönetim ve iletişim noktasında siyasal aktörlerle en sıkı bir bağı nasıl oluşturabileceklerinin sorusuna ürettikleri cevap, bu iletişimi ve bu bağı belirleyen en temel unsurlardan birisidir. AK Parti olarak, bu bağı en güzel şekilde bugüne kadar kuran parti olarak bundan sonra da inşallah bu bağı güçlendirerek çalışmalarımıza devam edeceğiz. ’Yüz Yüze 100 Gün’ diyerek 700’ün üzerinde mahallemizde program gerçekleştirdik. Şimdi de ’Birlik, İrade, Zafer’ diyerek 4 buçuk milyon hanemizde, 2 milyon üyemizle, 11 milyon seçmenimizle sandık bazlı, sokak bazlı, hane bazında bir araya geliyoruz. İnşallah bu çalışmalarımızın birinci etabını ocağın sonunda, ikinci kısmını şubatın ortasında, üçüncü kısmını da şubatın sonunda büyük kısmını tamamlamış olacağız. Mart ayından itibaren de artık tahmin ediyorum veya martın ortalarından itibaren de seçim kampanya konseptiyle tüm Türkiye’de olduğu gibi İstanbul’umuzda da çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
"’Birlikte karar alacağız, imza atılacak’ söylemi, vesayet sisteminin yeniden inşa edilmesi anlamına gelir"
6’lı masanın yeni bir vesayet sistemine zemin hazırlama gayretinde olduğunu belirten Kabaktepe, "Demokrasilerde yüzde 1 oy da alsa yüzde 99 oy da alsa milletimizin seçtiği iradenin üzerinde hiçbir vesayet kabul edilmez. Dolayısıyla altılı masanın içinde bulunan genel başkanlardan bir tanesinin açıkça söylediği, diğerlerinin zımnen ifade ettiği, ’Birlikte karar alacağız, imza atılacak’ söylemi, Türkiye’de AK Parti’nin 20 yılda yıktığı, vesayet sistemini yeniden inşa edilmesi anlamına gelir. Tekrar ifade ediyorum, bakın altılı masada yüzde 1 oy alan partinin de böyle bir hakkı ve hukuku olmaz, yüzde 99 oy olsa da böyle bir hak hukuku olmaz. Milletimiz sandıkta oy kullanıp cumhurbaşkanı olarak kimi seçmişse karar alma yetkisi de anayasaya göre belirlenen çerçevede görevini yapma yetkisi de ona aittir. Bunun dışında ’Efendim imza atacağız, imza atmayacağız’ tanımı, çerçevesi belli olmayan konuları da konuşup kendi zihinlerinde ne kadar bulanık, karmaşık, kargaşık ve toplumun ve önüne çıkacak derli toplu bir sistematiği de sahip olmadıklarının bir göstergesidir. Yani karikatürize edersek şöyle; şimdi siz burada bana bir soru sordunuz. Altılı masanın cumhurbaşkanı adayı burada oturuyor. Sizin sorduğunuz soruya cevap vermeden önce şunu yapacak. Stratejik bir soru sordunuz. ’Bir dakika özür diliyorum. Kemal Bey bu soruya nasıl cevap vereyim?’ diyecek, sonra kapatacak. ’Meral Hanım, Kemal Bey böyle dedi, siz ne diyorsunuz?’ diyecek. Sonra Ahmet Bey, sonra Temel Bey bitmiyor, soru gelmiyor. Siz de dinlemekten, cevap almaktan uzak kalacaksınız. Bu insanımızın aklıyla ve alay etmektir. Yani bir ülkenin yönetimine talip oluyorsanız o ülkenin yönetimine çıkarsınız, dersiniz ki biz yönetime talibiz. Dolayısıyla çerçevesi belli olmayan yeni bir vesayet sistemi. Tartışma yüzde 1 oy üzerinden yapılması da doğru değil. Yani en büyük parti CHP ise CHP Genel Başkanı da cumhurbaşkanına bir şey diyemez. Benim imzam olmadan sen karar veremezsin diyemez. Şimdi ben soruyorum. Anayasa’mızın hangi maddesinde böyle bir şey var? Başkanlık Sistemi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’mizin hangi bağlayıcı yasal hükümlerinde, hangisinde böyle bir şey var? Yok. Dolayısıyla bunu bir garabet olarak değerlendiriyoruz. Yeni bir vesayet sistemi olarak değerlendiriyoruz. Anayasa’mıza, hukukumuza, demokrasimize aykırı olarak değerlendiriyoruz" ifadelerini kullandı.
"6 tane parti daha bir adayda anlaşamazken, dünyanın en büyük ekonomisi olmaya aday Türkiye’yi nasıl yönetecek"
Seçime kısa bir süre kalmasına rağmen 6’lı masanın henüz bir aday belirlememiş olmasını eleştiren Kabaktepe, “Bir adayınız varsa artık mayıs ayı, haziran ayı geldi. Çıkın bunu da açık gönüllülükle aday belirleyemediyseniz ’Henüz müzakerelerimiz, anlaşmalarımız, tartışmalarımız bitmedi, adayımızı belirlemedik’ diye açık bir şekilde ifade edin. Yani içerideki kavgayı bitiremediğiniz için, aday belirlemediğiniz ortadayken birtakım algı balonlarıyla, yok efendim yıpranacakmış, şöyle olacakmış, böyle olacakmış manipülatif cümlelerle bu süreci geçiştirmeyin. Vatandaşımız şu soruyu soracak. Siz Türkiye’yi yönetmeye talip 6 tane parti ya da artı kimler varsa, daha bir adayda anlaşamazken dünyanın en büyük ekonomisi olmaya aday, bölgesel güç, küresel güç haline gelmiş olan Türkiye’yi nasıl yöneteceksiniz? Bu sorunun önemini ve bu sorunun muhataplığıyla karşı karşıya kalmamak için işte aday konusunda bir takım spekülatif açıklamalar yapılıyor. Biz açığız, netiz. Diyoruz ki adayımız belli, Cumhurbaşkanımız ile bu seçime giriyoruz. Kimin adayı olacağını umursamıyoruz. Ama diyoruz ki biz rakip çıkacaksa karşımıza o da çıksın da seçim çalışmalarımızı ve bu süreci de onunla beraber değerlendirelim" ifadelerine yer verdi.
"İsveç’in NATO’ya katılım süreci olumsuz etkilenebilir"
Kabaktepe, İsveç’te yaşanan olayın, İsveç’in NATO sürecini olumsuz etkileyebileceğini belirterek, "PKK bir terör örgüt diyoruz. YPG bir terör örgütüdür diyoruz. DEAŞ bir terör örgütüdür diyoruz. DHKP-C bir terör örgütüdür diyoruz. Ama ne İslam’a ne sosyal demokratlara ne Kürtlere ne Araplara bu vasfın yakıştırılmasının da en büyük karşısında duruyoruz. Ancak diğer tarafa döndüğümüzde, Avrupa ülkelerinin bir kısmını bizim bu terör örgütleriyle yaptığımız mücadeleyi desteklemedikleri gibi sanki terör örgütü değilmiş gibi de onlarla olan ilişkilerini düzenlediklerini görüyoruz. Avrupa’yı, başta İsveç olmak üzere diğer ülkeleri terörizme, terörist oldukları için toptan karşı olmaya davet ediyoruz. Son yaşanan, bu hafta içerisinde yaşanan olay, bu bahsettiğimiz hadisenin göstergesi aslında. Yani işte temsili olarak kendilerine göre bir senaryo çizilmiş, orta oyunu tabiri caizse hazırlanmış. O orta oyununda Türkiye’ye, Türkiye’nin Cumhurbaşkanına hakaret içerecek birtakım görsellerle kendilerine göre şovlar düzenleme gayretindeler. Bunu kınadığımızı, reddettiğimizi yani gerçeklikle uğraşamayanların Türkiye’yle başa çıkamayacaklarını ancak oyuncak bebek yapıp onunla oynayarak tatmin olacaklarını Türkiye bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gösterecek. Siz yapsanız yapsanız oyuncak bebek yapıp o oyuncak bebeklerle oynayarak tatmin olursunuz. Ne Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’nı, ne Türkiye’yi hiçbir konuda 85 milyonla beraber bu konuda da kararlılığından, duruşundan, terörle olan mücadelesinden de vazgeçiremezsiniz. Bir NATO süreci de var ilgili ülkenin. Parlamentomuzda oylanacak bir süreç. Muhtemelen bu tip yaklaşımlar parlamentodaki oylamayı da olumsuz etkiler diye düşünüyorum. Çünkü tüm siyasi partiler bu konuyla ilgili açıklamaları yaptılar. Bu davranışlar Türkiye’nin de pozisyonunu belirleyecek ve etkileyecek davranışlar olunacaktır" ifadelerini kullandı.