Rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından 1992 yılında kurulan, Türkiye’nin yurt dışındaki diaspora faaliyetleri içerisinde en başarılı olan kurumlardan olan TİKA küresel bir teşkilata dönüştü.
TİKA Başkanı Serkan Kayalar, TİKA’nın hangi şartlarda ve hangi ihtiyaçlara binaen kurulduğu konusunda, "Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını ilan etti. Ülkemiz de bölgeyle ve kurulan Türk Cumhuriyetleriyle ilişkilerini geliştirmeye yönelik daha etkin bir dış politika izlemeye başladı. TİKA’nın kuruluşunu da bu çerçevede değerlendirebiliriz. TİKA, kardeş Türk Cumhuriyetlerinin idari, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda kalkınmasına, refahlarına katkı sağlamak, ülkemizin bu alanlardaki tecrübesini paylaşmak ve kalkınma alanındaki iş birliğimizi güçlendirmek amacıyla kuruldu" dedi.
Türkiye Gazetesi’nin haberine göre, Kayalar, TİKA’nın temsilcilikleri, proje ve faaliyet sayıları hakkında, "TİKA, 90’lı yıllarda kurulmakla birlikte asıl ruhunu 2000’li yıllarda buldu. Bu dönemde ülkemizin yakaladığı siyasi ve ekonomik istikrar, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ortaya konulan güçlü siyasi irade ve aktif dış politikanın bir sonucu olarak kurumumuzun faaliyet gösterdiği coğrafya genişlemiş, alanları da artış göstermiştir. Bunu ofis ve faaliyet sayılarımızdaki değişime bakarak rahatlıkla görebiliriz. 2002 yılında 12 olan ofis sayımız bugün 60 ülkede 62 ofise ulaşmış durumda. O dönemde 28 ülkede faaliyet gösteriyorduk. Bugün bu sayı 150’nin üzerine çıktı. Aynı şekilde 2002’ye kadar geçen on yıllık sürede toplam proje ve faaliyet sayımız iki binin biraz üzerindeydi. Şu anda iki bin proje ve faaliyeti her yıl gerçekleştirir duruma geldik. Bugüne kadar toplamda 30 binin üzerinde proje ve faaliyeti hayata geçirdik. 2005’in “Afrika Yılı” ilan edilmesiyle birlikte ülkemizin Afrika’daki diplomatik temsilciliklerinin yanı sıra TİKA ofislerimizin sayısı da hızlı bir şekilde arttı. Aynı şekilde 2006’nın “Latin Amerika ve Karayipler Yılı” ilan edilmesi sonrası bölgedeki ilk ofislerimizi açtık. Son dönemde ortaya konulan “Yeniden Asya Girişimi” ve ülkemizin Asya ülkeleriyle olan ilişkilerini daha da derinleştirmeye yönelik adımları da bölgedeki ofislerimizin de faaliyetleriyle yakından takip ediyoruz. Keza Balkanlar da çok sayıda ofisimizin bulunduğu ve yoğun faaliyetler gerçekleştirdiğimiz bir bölge. En eski ofislerimizin yer aldığı ve TİKA olarak hikâyemizin de başladığı yerler olan Türk Cumhuriyetleri ise her daim proje ve faaliyetlerimizdeki özgül ağırlığını korumaya devam ediyor" dedi.
Kayalar, "Türk Dünyası içerisinde farklı alanlarda ilişkileri ve iş birliklerini geliştirmeye, güçlendirmeye yönelik birçok kurum ile teşkilatın ortaya çıkması çok değerli. Özellikle Türk Devletleri Teşkilatı gibi Türk dünyasına her alanda hizmet edebilecek, diğer kurum ve teşkilatlara da yeni iş birlikleri için zemin hazırlayabilecek kurumsal yapıların ortaya çıkmasının önemli olduğuna inanıyoruz. Türk dünyası bizim için öncelikli bir bölge. Bu anlamda Türk dünyası içerisinde kurulan her yeni teşkilat var olan iş birliğini güçlendirmemize katkıda bulunacaktır. İstanbul’daki zirvede “Türk Dünyası 2040 Vizyonu”nun ilan edilmesi ve son Semerkand Zirvesi’nde KKTC’nin gözlemci üye olması, Türkmenistan’ın teşkilata dâhil edilmesi gibi adımlar Türk dünyasının birlik ve beraberliğinin güçlendiğini bize gösteriyor" dedi.
TİKA’nın faaliyet alanları hakkında Kayalar, "İnsanın doğumundan ölümüne kadar ihtiyaç duyduğu her alanda bizim çalışmalarımız söz konusu. Bunların içerisinde eğitim, sağlık, kültürel iş birliğine yönelik eserlerin restorasyonu ve korunması, tarım, hayvancılık, ekonomik kalkınma, dezavantajlı grupların desteklenmesi, gelir getirici ve istihdamı destekleyecek projeler gibi birçok alanı sayabiliriz. Yapılacak faaliyetleri tespit etme yöntemini açıklamak için Cumhurbaşkanımızın ’Türk tipi kalkınma yardımı modeli’ olarak adlandırdığı bize özgü yaklaşımdan biraz söz etmemiz gerekiyor. Bu yaklaşım tarzının aslında bizi diğer ülkelerin muadil kuruluşlarından ayıran nokta olduğunu söylemek mümkün" dedi.
Kayalar, Türk tipi kalkınma yardımı modeliyle ilgili "Biz insanı merkeze alan, samimi, süreçleri şeffaf bir şekilde yürüten, talep odaklı, eşit ortaklığa dayalı, yerel sıkıntılara yerelden çözümler üretmeyi amaçlayan ve sürdürülebilir bir kalkınmayı benimsiyoruz. Dolayısıyla yapılacak faaliyetlerin tespitinde gittiğimiz ülkelerdeki insanların talep ve ihtiyaçlarından yola çıkıyoruz. Bu ülkelerin her alanda kalkınmasına ve refahlarını artıracak somut projeleri hayata geçirmeye çalışıyoruz" dedi.
Kayalar, işe alımlarla ilgili yaptığı açıklamada, "Bu tabii üniversiteden mezun olmaya hazırlanan veya mezun olmuş gençlerimiz açısından önemli bir soru. Biz bir kamu kurumu olarak hizmet verdiğimiz için KPSS ile alım yapıyoruz. Uzman yardımcılığı kadromuz için üniversitelerin Uluslararası İlişkiler, Siyaset Bilimi, Kamu Yönetimi, İktisat, İşletme, Maliye, Hukuk, Sosyal Hizmetler, İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık gibi bölümlerinden mezun olan gençlerimiz açılan kadro ilanlarına gerekli belgeleri teslim etmek şartıyla başvurabilirler. Açılan her kadronun kendine özgü şartları söz konusu olabildiği için gerekli nitelikleri o kadroya göre değerlendirmek lazım. O nedenle TİKA’da görev almak isteyen gençlerimizin web sitemizden ve kamu personeli alımı duyurusu yapılan resmî platformlardan kadro için istenen nitelikleri incelemeleri gerekiyor. Sonrasında başvuru şartlarını sağlayan adaylar arasından alınacak personel sayısına göre belli sayıda adayı mülakata çağırıyoruz. Burada TİKA’nın çalışma alanı, kalkınma, faaliyet gösterdiğimiz bölgeler ve genel kültüre ilişkin sorular kendilerine yöneltilir. O sebeple adayların kendilerini ifade etme biçimi ve bahsedilen konulara hâkimiyetinin de kriterlerimiz arasında olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca yurt dışında faaliyet gösteren bir kurum olarak adayların bildiği yabancı diller ve seviyelerinin de kendileri için avantaj teşkil edecek bir özellik olacağını belirtmekte fayda görüyorum. Biz küresel gelir adaletsizliği, iklim değişikliği ve göç gibi dünyadaki meseleler üzerine kafa yoran, hem teorik bilgiyi önemseyen hem de sahaya ilgi duyan gençlerimizle birlikte çalışmak isteriz. Sürekli sahada olan, insanların problemlerine çözümler üretmeyi amaçlayan TİKA, bu manada motivasyona sahip olan gençlerimizin kendini bulabileceği bir kurum" dedi.
TİKA olarak Türk tarihinin en eski yazıtları olan Orhun Abidelerinin bulunduğu Moğolistan’da önemli çalışmalara imza attıklarının altını çizen Kayalar, "1994 yılında Türk Anıtları Projesi ile başladığımız proje ve faaliyetlerimizi 2004 yılında Ulanbator Program Koordinasyon Ofisimizin açılmasının ardından artırarak ve çeşitlendirerek devam ediyoruz. 2014 yılında Cumhurbaşkanı’mızın talimatı ile 11 kilometre uzunluğundaki Bilge Tonyukuk Kara Yolunu inşa ederek Moğol tarafına teslim ettik. 2015 ve 2016 yıllarında Bilge Tonyukuk Anıtı’nda Türk ve Moğol uzmanlarından oluşan bir heyetle ortak kazı çalışmalarını gerçekleştirdik. 2017 yılından bu yana gerek Göktürk dönemine ait tarihî eserlerin ve arkeolojik buluntuların doğa şartlarına karşı koruma altına alınmaları için çağdaş müzecilik anlayışına göre bulundukları alanda sergilenmeleri gerekse de anıtların yerli ve yabancı turistlerce yılın her döneminde ziyaret edilebilmelerinin sağlanması ve bölgenin kültür turizmi potansiyelinin artırılması amacıyla Bilge Tonyukuk Müzesinin kurulması için gereken çalışmaları başlattık. Kasım ayının başında da Kültür ve Turizm Bakanı’mız Sayın Mehmet Nuri Ersoy’un katılımlarıyla müzemizin temel atma törenini gerçekleştirdik, 2024 yılında bitirmeyi planlıyoruz. Ata topraklarımıza hizmet etmek bizim için heyecan verici bir durum" dedi.